Adana’da bu kuşlar 3’lü bazen de 2’li uçurulur
ve uçan her bir gruba posta adı verilir. Postalar postadaki en iyi
kuşa göre isim alırlar. Örneğin; Sakar Postası veya mavili Şami
Postası gibi…
Postada bulunan kuşlardan en az biri kesinlikle
öncü olmalıdır. Yani, salmadan parlak (pırıltı) çekildiğinde
(genelde beyaz renkli bir kuş, kuyruk ve bel bölgesi civarından
tutulup sallanır. Yüksekteki kuşlar bunu atlama sinyali olarak
içgüdüsel algılar ve dalışa geçer) ilkin öncüler cevap verir.
Diğerlerine ise takipçi denir ve bunlar öncüyü takip ederler. Öncü
takım komutanı gibidir. Diğer kuşlardan üstün tutulurlar. Sadece
takipçilerden kurulu bir posta aşağıya alınamaz. Özellikle
taritlik döneminde (erkek kuşların dişileri kovaladığı,
yumurtlatmadan önceki dönem) bu kuşların parlak hassasiyetleri en
yüksek seviyesinde olur. Bazen, tarit (arkacı) bir takipçi bile
öncülük yapabilir. Mükemmel posta demek bulutların içine kadar
birbirinden ayrılmadan, kısa sürede, salmanın etrafından çok fazla
ayrılmadan (düşmeden) yükselmiş üç kuşun, sadece kuru ( diğer
kuşları açmadan) parlak ile anında hiç caymadan ve dönmeden (
döneklerdeki gibi bir iniş, hem sahibi hem kuş için prestijin
zedelenmesi anlamına gelir) aşağıya kadar dalmasıdır. Ek olarak
kuşlar dalma esnasında çırpınırlarsa (daha önce inmek için
yarışırlar) seyre doyum olmaz. Bazı kuşçular çırpınan, bazıları
ise oklava gibi oynamayan kuşları severler. Ama genelde, çırpınan
kuşlar daha makbuldür. Cayan, yavaş inen, yavan inen, dönen
kuşlara iyi gözle bakılmaz. Bunlar genelde yadırgaya (yabancı kuş
tutarken kullanılan seviye olarak ikinci sınıf kuşlardır)
uçurulur. Amaç, seyir değildir. Genelde tek amacı başkasının
kuşlarını tutmak olan kötü niyetli insanlar tarafından beslenir.
Adana güvercinlerinde renk değil performans önemlidir. Renkleri
genelde siyah, beyaz, mavi, kırmızı, bu renklerin kombinasyonları
ve tonlarıdır. Her rengin özel bir adı vardır.
Mesela;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder